Spor ve sağlıklı yaşam Blogu

Karnımız mı aç ruhumuz mu?

12/10/2018
Psikolog Esra Gürkan Sangchi

Her gün onlarca kez canımız bir şeyler yemek istiyor olabilir. Üstelik karnımız hiç acıkmamışken, belki de daha yeni yemekten kalkmışken. Ofiste, bilgisayar başında oturduğumuz bir günde; strese girdiğimiz, canımızın sıkıldığı her an duygusal olarak tatmin olmanın en iyi yolu bulduğumuz ilk atıştırmalığı ağzımıza atmak.

Dünya algımız gelişmeden önce aldığımız en büyük haz anne memesini emerek başlar. Emme güdüsü hem oral hazzı hem de güven duygusunu pekiştirir. Dünya ile tanışmamızın başlangıç noktası, emme içgüdümüzün harekete geçtiği andır. Yani yaşadığımız birçok duygunun sonunda haz alma isteği çiğneme veya emme isteği ile sembolize edilebilir.

Kendimizi yemek ile ödüllendirdiğimiz için yemek ile aramızda duygusal bir bağ olması çok normal.Geçirdiğiniz zor bir günün ardından karnınız ağrıyana kadar yemek yediğiniz ve ardından suçlu hissettiğiniz günler mutlaka olmuştur.Sonuç olarak, dürtüsel olarak yemek yeme bozukluğu genelde negatif duygularla başa çıkmaya çalışmanın bir yoludur. Negatif duygular arttıkça yemek yeme isteği artar, yemek yedikçe suçluluk ve utanç duygusu kişiyi takip eder ve kişi bu kısır döngünün içinde hapsolur.

Televizyon karşısında her gün bir paket büyük cips yeme ya da yatmadan önce bir şeyler atıştırma durumu sadece kötü bir yeme alışkanlığı olabilir. Duygusal yeme bozukluğunu, sağlıksız yeme alışkanlığından ayırt edebilmemiz çok önemli.Aç değilken yemek, gizli gizli yemek, kısa zamanda çok yemek, yedikten sonra sakinleşmek ve kızgın, kötümser iken çok yemek, duygusal yeme bozukluğunun en belirleyici davranış biçimlerinden bazılarıdır.

Asıl soru; bu durumla nasıl başa çıkacağız?

Bir önce ki yazımdan da hatırlayacağınız üzere, davranışı belirleyen en önemli faktör durumu algılayış şeklimiz ve bunun bizde yarattığı duygudur.Bu sebeple; duygusal yeme davranışı aktif olduğu an, hissettiğimiz duyguyu tanımlamalı ve sebebini bulmalıyız. Bu yaklaşım farkındalığımızı arttıracak ve bizi daha negatif bir durum yaratmaktan alıkoyacaktır.

Pek tabi daha davranışsal metodlara başvurmak da bu negatif durumu düzeltecektir; aç hissetmediğiniz ama yemek istediğiniz anlarda ki duygu ve düşüncenizi tespit edin. Size bunu yaptıran olumsuz düşünce ve duygu ne ise, üstünde çalışın ve farkındalığınızı arttırın. 

  • Yeme isteği geldiğinde yerinizden kalkın, biraz yürüyün ya da başka bir şey ile ilgilenmeye çalışın. Yeme davranışın otomatikleşmesine izin vermeyin.
  • Spor yapın; Spor yapınca ne kadar iyi hissedeceğinizi ve aslında hiç ihtiyaç duymadığınız yiyeceklere tenezzül etmediğinizi görünce siz de şaşıracaksınız.
  • Evde sizin için tehdit oluşturabilecek yiyecekler bulundurmayın. Yemesem de bulunsun diyerek onları satın almak, onları yemek için attığınız ilk adımdır.


Unutmayın ki, düşüncelerimiz duygularımızı, duygularımızda davranışlarımızı etkiler. Sağlıklı ve özgüvenli bir yaşam için kendimize değer vermeli, zihinsel ve fiziksel egzersizlerimizi ihmal etmemeliyiz.

Psikolog Esra Gürkan Sangchi